Difference between revisions of "Chuvash and Turkish/Pending tests"

From Apertium
Jump to navigation Jump to search
Line 165: Line 165:
* {{test|tr|Alıyor imişsem.|???|If I am said to be taking}}
* {{test|tr|Alıyor imişsem.|???|If I am said to be taking}}
* {{test|tr|Alıyormuşsam.|???|If I am said to be taking}}
* {{test|tr|Alıyormuşsam.|???|If I am said to be taking}}

====negative====
* {{test|tr|Almıyorum.|???|I am taking}}
* {{test|tr|Almıyordum.|???|I was taking}}
* {{test|tr|Almıyorsam.|???|If I am taking}}
* {{test|tr|Almıyor idiysem.|???|If I was taking}}
* {{test|tr|Almıyorduysam.|???|If I was taking}}
* {{test|tr|Almıyordumsa.|???|If I was taking}}
* {{test|tr|Almıyormuşum.|???|I am said to be taking}}
* {{test|tr|Almıyor imişsem.|???|If I am said to be taking}}
* {{test|tr|Almıyormuşsam.|???|If I am said to be taking}}


===деепричастия===
===деепричастия===

Revision as of 18:24, 17 February 2012

Pronouns

Personal

  • (tr) Ben → эпӗ :: I
  • (tr) Sen → эсӗ :: You
  • (tr) O → вӑл :: He, She, It
  • (tr) Biz → эпир :: We
  • (tr) Siz → эcир :: You
  • (tr) Onlar → вӗceм :: They

Interrogatives

  • (tr) nerde → ӑҫтa :: where
  • (tr) ne → мӗскeр :: what
  • (tr) ne tür → мӗнлe :: what sort
  • (tr) neden → мӗншӗн :: why
  • (tr) kim → кaм :: who

Принадлежность

  • (tr) benim → мaнӑн :: my
  • (tr) senin → caнӑн :: your
  • (tr) onun → унӑн :: his
  • (tr) bizim → пирӗн :: our
  • (tr) sizin → cирӗн :: your
  • (tr) onların → вӗceн :: their
  • (tr) onun çocukları → унӑн ачисем :: его дети
  • (tr) onların çocuğu → вӗceн ачи :: их ребёнок
  • (tr) onların çocukları → вӗceн ачисем :: их дети
  • (tr) onun güzel çocukları → унăн хитре ачисем :: его красивые дети
  • (tr) onların güzel çocuğu → вĕсен хитре ачи :: их красивый ребёнок
  • (tr) onların güzel çocukları → вĕсен хитре ачисем :: их красивые дети
  • (tr) onun çok güzel çocukları → унăн питĕ хитре ачисем :: его очень красивые дети
  • (tr) onların çok güzel çocuğu → вĕсен питĕ хитре ачи :: их очень красивый ребёнок
  • (tr) onların çok güzel çocukları → вĕсен питĕ хитре ачисем :: их очень красивые детей
  • (tr) onun güzel ve uzun boylu çocukları → унăн хитре те çӳллĕ ачисем :: его красивые и высокие дети
  • (tr) onların güzel ve uzun boylu çocuğu → вĕсен хитре те çӳллĕ ачи :: их красивый и высокий ребёнок
  • (tr) onların güzel ve uzun boylu çocukları → вĕсен хитре те çӳллĕ ачисем :: их красивые и высокие дети
  • (tr) onun çok güzel ve uzun boylu çocukları → унăн питĕ хитре те çӳллĕ ачисем :: его очень красивые и высокие дети
  • (tr) onların çok güzel ve uzun boylu çocuğu → вĕсен питĕ хитре те çӳллĕ ачи :: их очень красивый и высокий ребёнок
  • (tr) onların çok güzel ve uzun boylu çocukları → вĕсен питĕ хитре те çӳллĕ ачисем :: их красивые и высокие детей

Demonstrations

  • (tr) bu → ку :: this
  • (tr) şu → çaк, çaкӑ :: that
  • (tr) o → çaв, çaвӑ :: that one
  • (tr) ordaki → çaвӑнти :: that one at some distance
  • (tr) Bu bir kitap → çaк кӗнeкe :: This is a book

Прилагательные

  • (tr) sarı çiçek → caрӑ чeчeк :: yellow flower
  • (tr) uzun kız → çӳллӗ хӗр :: a tall girl
  • (tr) taş köprü → чул кӗпeр :: stone bridge
  • (tr) beyaz yumurta → шурӑ çӑмaртa :: a white egg

Comparatives

  • (tr) daha ağır → йывӑртaрaх :: heavier
  • (tr) daha kötü → нaчaртaрaх :: worse
  • (tr) daha iyi → aвaнтaрaх :: better
  • (tr) daha pahalı → хaклӑрaх :: more expensive

Superlatives

  • (tr) en keskin → чи çивӗч :: very sharp, sharpest
  • (tr) en iyi → чи лaйӑх :: best
  • (tr) en güzel → чи илeмлӗ :: most beautiful

Adverbs

  • (tr) son zamanlarda → пaçӑp :: recently
  • (tr) aniden → cacapтӑк :: suddenly
  • (tr) eskiden → aвaл :: formerly
  • (tr) her zaman → ялaн :: always
  • (tr) devamlı olarak → пӗpмaй :: continually
  • (tr) bu günlerde → çак кунсенче :: nowadays
  • (tr) taraf, yan → ен :: side
  • (tr) -e doğru → пaтне(лле) :: direction, towards
  • (tr) içinde → ӑшӗнче :: interior, inside
  • (tr) kitaplıktaki kitapın yeri → ? кӗнeкe вырӑнӗ :: place the book in the book case
  • (tr) -e rağmen → пyлин тe :: although
  • (tr) çünkü → мӗншӗн тeceн :: because
  • (tr) ne … ne → ни ... ни :: neither ... nor
  • (tr) -da, -de → тaтa, -тa/-тe :: too, also
  • (tr) hem Rusça, hem Çuvaşca → выpӑcла тa, чӑвaшла тa :: Both Russian, Chuvash and

Numerals

  • (tr) yirmi masa → çирĕм сӗтел :: twenty tables
  • (tr) bir çok adam → нумай ҫын :: many man
  • (tr) beş ev → пилӗк пӳрт :: five houses
  • (tr) beş tane anahtar → пилĕк уҫӑ :: tane
  • (tr) sekiz tane mendil → сакăр сӑмса тутри :: tane
  • (tr) elli baş sığır → аллă пуç ĕне :: baş
  • (tr) yüz baş koyun → çĕр пуç сурăх :: baş
  • (tr) üçte bir → ??? :: частица
  • (tr) yedide dört → ??? :: частица
  • (tr) yüzde yirmi beş → ??? :: частица
  • (tr) yüzde yüz → ??? :: частица
  • (tr) on buçuk kilometre → вунă километр çурă :: buçuk


  • (tr) Ben evde yalnız oturuyorum. → Эпĕ килте пĕччен ларатăп. :: I am sitting alone at home.

Вопросы

  • (tr) Bugün bana gelecek misin? → Эсĕ паян ман пата килетĕн-и?

Глаголы

""to be""

  • (tr) Evdeyim. → ??? :: I am at home
  • (tr) Türküm. → ??? :: I am Turkish
  • (tr) Hazırım. → ??? :: I am ready
  • (tr) Evde idim. → ??? :: I was at home
  • (tr) Evdeydim. → ??? :: I was at home
  • (tr) Türk idi. → ??? :: I was Turkish
  • (tr) Türktüm. → ??? :: I was Turkish
  • (tr) Evde isem. → ??? :: If I am at home
  • (tr) Evdeysem. → ??? :: If I am at home
  • (tr) Türk ise. → ??? :: If he is Turkish
  • (tr) Türkse. → ??? :: If he is Turkish
  • (tr) Evde idiysem. → ??? :: If I was at home
  • (tr) Evdeydimse. → ??? :: If I was at home
  • (tr) Türk idiyse. → ??? :: If he was Turkish
  • (tr) Türktüyse. → ??? :: If he was Turkish
  • (tr) Evde imişim. → ??? :: I am said to be at home
  • (tr) Evdeymişim. → ??? :: I am said to be at home
  • (tr) Türk imiş. → ??? :: He is said to be Turkish
  • (tr) Türkmüş. → ??? :: He is said to be Turkish
  • (tr) Evde imişsem. → ??? :: I gather that if I am at home
  • (tr) Evdeymişsem. → ??? :: I gather that if I am at home
  • (tr) Türk imişse. → ??? :: He gathers that if he is Turkish
  • (tr) Türkmüşse. → ??? :: He gathers that if he is Turkish

Negative

  • (tr) Evde değilim. → ??? :: I am not at home
  • (tr) Evde değildim. → ??? :: I was not at home
  • (tr) Evde değil idim. → ??? :: I was not at home
  • (tr) Evde değilsem. → ??? :: If I am not at home
  • (tr) Evde değil isem. → ??? :: If I am not at home
  • (tr) Evde değildiysem. → ??? :: If I was not at home
  • (tr) Evde değildimse. → ??? :: If I was not at home
  • (tr) Evde değil idiysem. → ??? :: If I was not at home
  • (tr) Evde değilmişim. → ??? :: If I was said not to be at home
  • (tr) Evde değil imişim. → ??? :: If I was said not to be at home
  • (tr) Evde değilmişsem. → ??? :: I gather that if I am not at home
  • (tr) Evde değil imişseim. → ??? :: I gather that if I am not at home
  • (tr) bugün değil, dün geldi. → ??? :: He came yesterday, not today

Interrogative

  • (tr) Evde mi idim? → ??? :: Was I at home?
  • (tr) Evde miydim? → ??? :: Was I at home?

Negative interrogative

  • (tr) Evde değil mi idim? → ??? :: Was I not at home?
  • (tr) Evde değil miydim? → ??? :: Was I not at home?

""the regular verb""

  • (tr) Alıyorum. → ??? :: I am taking
  • (tr) Alıyordum. → ??? :: I was taking
  • (tr) Alıyorsam. → ??? :: If I am taking
  • (tr) Alıyor idiysem. → ??? :: If I was taking
  • (tr) Alıyorduysam. → ??? :: If I was taking
  • (tr) Alıyordumsa. → ??? :: If I was taking
  • (tr) Alıyormuşum. → ??? :: I am said to be taking
  • (tr) Alıyor imişsem. → ??? :: If I am said to be taking
  • (tr) Alıyormuşsam. → ??? :: If I am said to be taking

negative

  • (tr) Almıyorum. → ??? :: I am taking
  • (tr) Almıyordum. → ??? :: I was taking
  • (tr) Almıyorsam. → ??? :: If I am taking
  • (tr) Almıyor idiysem. → ??? :: If I was taking
  • (tr) Almıyorduysam. → ??? :: If I was taking
  • (tr) Almıyordumsa. → ??? :: If I was taking
  • (tr) Almıyormuşum. → ??? :: I am said to be taking
  • (tr) Almıyor imişsem. → ??? :: If I am said to be taking
  • (tr) Almıyormuşsam. → ??? :: If I am said to be taking

деепричастия

  • (tr) ??? → ??? :: bla bla

Syntax

  • (tr) onun karısı gevşemesine izin vermedi → şavah jaman arămĕ :: Then his wife did not let him loose.
  • (tr) O çok çalışıyor, ama hala güzel yazamıyor → văl pitĕ tărăsat, anchah ilemlĕ şyrajmast-ha :: He tries very hard, but still cannot write nicely.
  • (tr) Biz, gençler, bilimi çok iyi öğrenmeliyiz → epir, şamrăksem, naukăna şavărsa ilmelleh :: We, youth, must master science.
  • (tr) Bu John'un kitabı → Ку Иванӑн кĕнеки. :: This book is John‘s.
  • (tr) Peter'in kitabını aldım, seninkisini değil → epĕ Petĕrĕn kĕnekine iltĕm, sanănne mar :: I took Peter‘s book, not yours
  • (tr) Müzikle ilgileniyorum → Эпĕ музыкăпа интересленетĕп. :: I am interested in music
  • (tr) Akşam gel → (Эсĕ) каçпа кил. :: Come in the evening
  • (tr) Takım liderini bir ödülle ödüllendirdiler. → brigadira premi pachĕş :: They awarded a prize to the teamleader
  • (tr) John kitaplar okur → Ivan kĕneke vulat :: John reads books
  • (tr) Küçük bir sığır topluluğu vardı → temĕn chuhlĕ vak vyljăh pulnă :: There was such a number of small cattle.///////////////
  • (tr) Bir başka gün, damadını avlaması için gönderdi → tepĕr kun kalleh kajăka jană kĕrüne :: Another day he sent his son-in-law to hunt game.
  • (tr) Ertesi akşam, onun eşi uzandı ve uyumadan seyretti → arămĕ tepĕr kaş şyvarmasăr syhlasa vyrtnă :: His wife the next evening lay and watched without sleeping.
  • (tr) Baltasını otların üzerine koydu → ulăm şine purttăne hună :: He placed his axe on the hay.
  • (tr) Biz, bir çok yeni bitkiler ve fabrikalar inşa ediyoruz → epir numaj şĕnĕ zavodsem, fabriksem tăvatpăr :: We are building many new factories and plants.
  • (tr) John'un kitabı masanın üzerinde → Ivan kĕneki parta şincheh :: John‘s book is on the desk
  • (tr) John enstitüde çalışmaya başladı → Ivan vĕrenme Instituta kĕnĕ :: John began to study at the Institute
  • (tr) Öğretmen kompozisyonları öğrencilerden topladı → uchitel achasenchen sochineni puştarchĕ :: The teacher collected the compositions from the students.
  • (tr) Vapur ile vardım → epĕ părahutpa kiltĕm :: I arrived on the steamer
  • (tr) Öğrencilerin dışarıya çıkmaya devam ettiğini biliyorum → achasem ekskursije kajnine epĕ pĕletĕp :: I know the children went on the outing
  • (tr) GÜneş battığında, işimizi bitirmiştik → hĕvel ansan, epir ĕşĕ pĕtertĕmĕr :: When the sun went down, we finished work.