Difference between revisions of "Turkish/Disambiguation Errors"

From Apertium
Jump to navigation Jump to search
m (moved Disambiguation Errors to Turkish/Disambiguation Errors: incorrect placement)
(No difference)

Revision as of 06:47, 19 July 2011

  • I could not find such a noun stem "gücü<n>"
  • ^takdirde/takdir<n><loc>/takdir<n><loc><3s>/takdirde<postp>/takdirde<postp><3s>$
  • should it be added as a verb >>iade etmek>>
  • Recep<np> >>recep<n><< Tayip
  • I think >>yasadışı<< itself is noun ^yasadışı/yasadış<n><acc>/yasadış<n><acc><3s>/yasadış<n><p3s>/yasadış<n><p3s><3s>$
  • Itself is a noun >>güven<< tam garanti sağlamamakta; güve<n>
  • Should be recognized as yakın, yakı<n>: ABD bu oluşumu desteklediğini açıklarken, bloğun >>yakında<< Adriyatik

Çerçeve Anlaşması'nı imzalayacağı belirtiliyor. yakı<n>:

  • Should be recognized as tanım<n> tan<n>: Kesinlikle her türlü grup ayrımcılığına karşı çalışarak bir

yurttaş >>tanımı<< oturtabilmeye uğraşıyoruz." diyor.

  • Should be recognized as satım ,satı<n>: Soruşturmalar gümrük, belediye varlıkları, emlak alım >>satımı<<, hafif

sanayi, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi tüm ekonomik ve siyasi alanlarda bağlantıları bulunan, iyi örgütlenmiş ve sağlam yapıda bir yeraltı dünyasının varlığına işaret ediyor.

  • Could it be added as verb "temsil etmek"
  • Should ber recognized as kesin, kes<n>: 2001 yılında Romanya tek taraflı olarak sermaye hareketlerini - >>kesin<<

üyelik müzakerelerinin başlangıç yılı olan - 2004 yılına kadar serbest bırakacağını açıklamıştı.

  • Should be recognized as yaz<v>, yaz<n>: Tanınmış ekonomist ve eski Romanya Maliye Bakanı Daniel Daianu bazı

çözümler öneriyor. Daniel Daianu, Southeast European Times için Bükreş'ten >>yazdı<< - 17/02/03Son yıllarda uluslararası tartışmalarda küreselleşmeden daha fazla gürültü koparttığı savlanabilecek bir kavrama rastlamak oldukça zordur.

  • Should be recognized as gözaltı<n>, gözalt<n>: Söz konusu >>gözaltı<< süresi sona erip ilgili kişilerin üzerinde ele

geçirilen maddelere el konmasının ardından, >>gözaltına<< alınanlar serbest bırakılıyor.

  • Should be recognized as isim<n>, is<n>: Hırvatistan'dan manzaralar ve Hırvat sahillerini gösteren resimler, yıl

boyunca başlıca televizyon kanallarında yayınlanıyor.Ülke, sadece Avrupa'nın dört bir yanından gelen turistler için değil, Adriyatik Denizi'nin Hırvatistan tarafını yeni keşfetmeye başlayan sayısız ünlü >>isim<< için de popüler bir tatil noktası haline geldi.

  • Should be recognized as karşın<postp>, karşı<n>: Sonuçta, uyuşturucu nedeni ile ölen kişilerin sayısına ilişkin net bir

bilgi bulunmuyor.Geçtiğimiz ay Prizren'de 3,75 kg eroinin ele geçirildiği operasyon benzeri kimi kayda değer uyuşturucu operasyonlarına >>karşın<<, yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve kullanımını engellemek için var olan etkili yasaların sayısı oldukça az.


  • Should be recognized as tarım<n>

566 tar<n>: Kesin olan, uluslararası mal sistemin ölümcül krizlerin önünü alabilmek için kayda değer değişimler geçirmesi gerektiğidir.Serbest ticaret, varsıl ülkeler >>tarımı<< yoğun bir biçimde destekler ve kendilerini "zarara uğramış" hissettiklerinde ticari kotalar uygularken yoksul ülkelerin işine yarayamaz; ikili konuşmalar ve riyakarlık serbest ticaretin temel değerlerini alaşağı etmekte ve adil ticareti savunanlara malzeme sağlamaktadır.


  • Misspelled word

560 ali<n>: Aralarında eski Anavatan Partisi (ANAP) başkanı ve Başbakan Mesut Yılmaz, eski bakanlar Cumhur Ersümer, Güneş Taner, Koray Aydın ve Hüsamettin Özkan, Merkez Bankası eski başkanı Gazi Ercel, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Dairesi eski başkanı Zekeriya Temizel, Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Garipoğlu ve işadamı Korkmaz Yiğit'in de yer aldığı 51 kişinin ifadesi >>alindi<<.Rapor, yargı dokunulmazlığının sınırlandırılması ve eski bakanlarla başbakanların yeniden mahkemeye çıkarılmasının kolaylaştırılmasını önermenin yanı sıra, yolsuzlukla mücadele için uzman mahkemelerin kurulmasını tavsiye ediyor.



  • Should be recognized as dava<n>

529 dav<n>: Örneğin Fershped'in özelleştirilmesi ile ilgili >>dava<<, işte bu yüzden bu kadar büyük bir önem taşıyor ve medyanın da, devlet yolsuzlukla mücadele komisyonu başkanı Slagjana Taseva'nın açıklamalarını görmezden gelmekten vazgeçmesi gerekiyor.SE Times: Makedon hükümetine yerel ve bölgesel merkeziyetçilikten uzaklaşma konusunda ne gibi bir politika önerirdiniz?Joseph: Hükümete, muhalefetten ve bu meseleyle ilgili diğer taraflardan gelecek eleştirilere karşı dimdik durabilecek cesareti göstermesini önerirdim.


  • should be regcnized as verb

521 al<n>: Seçime katılan üç aday arasında Koştunitza 1,7 milyon, Şeşel 1,07 milyon oy >>aldı<< fakat oylamaya katılım yüzde 45 düzeyinde kaldı.


  • should be recognized as ölüm<n>

495 öl<n>: Dr. Edona Deva, söz konusu şikayetle hastaneye getirilenlerin yaşamlarını yitirmeleri durumunda, söz konusu >>ölümün<< nedeni olarak 'uyuşturucu kullanımı'nın gösterilmediğini ve bu ölümlerin yalnızca "trajik" ölümler olarak kayda geçirildiğini belirtiyor.


  • Should be recognized as verb açıkla<v>

490 açık<n>: ABD bu oluşumu desteklediğini >>açıklarken<<, bloğun yakında Adriyatik Çerçeve Anlaşması'nı imzalayacağı belirtiliyor.Toplam on milyon nüfusa sahip üç küçük Balkan ülkesinin şanslarını ölçmek için hl erken de olsa, söz konusu rakamın NATO'nun genişlemesinde "kritik bir büyüklük" olduğu da su götürmez bir gerçek.


  • should be kamuoyu<n>

430 kamuoy<n>: Arenliu'ya göre, bu yolu >>kamuoyunu<< - özellikle de gençleri - uyuşturucular da o kapsamda olmak üzere tüm psiko-aktif maddelerin etkileri ve sonuçlarına ilişkin eğiterek etkin kılabilmek olanaklı.Arenliu'nun sözünü ettiği uyuşturucu madde eğitimi türü, henüz etkili, düzgünce kurgulanmış bir biçimde hayata geçirilemedi.



  • could it be added as verb "terk etmek"
  • should be recognized as "borsa<n>"

408 bor<n>: Tüm dünyada düşüş eğilimi içinde bulunan faiz oranlarına uyum sağlanması, >>borsa<< "balon"larının art arda patlamasının dünya çapında engellenmesi ve "yeni ekonomi" adı verilen eğilimin terk edilmesi gereksiniminden kaynaklanıyor. [AFP]


  • sould be recognized as "emin<n>"

405 em<n>: Bunu başarabilirsek, >>eminim<< bu, ülkenin değerini de artıracaktır."


  • verdiler should ber recognized as verb ver<v>

402 verdi<n>: Oylamada bağımsız milletvekilleri bir kez daha Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lehine oy >>verdiler<<.